Cumhurbaşkanı Erdoğan: “2002’den bu yana yargı alanında verdiğimiz çetin mücadeleyi sivil anayasayla taçlandırmak istiyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “2002 yılından bu yana yargı alanında yürüttüğümüz zorlu mücadeleyi sivil bir anayasa ile taçlandırmak istiyoruz. 28. yasama döneminde de önceliğimiz, meclisimizin de onayıyla Türkiye’yi darbe anayasasından kurtarmaktır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Ulusal Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Yargı Hakimleri ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni’nde konuştu. Erdoğan atamaların hayırlı olmasını diledi.
Adli Yargı Hakimleri ve Cumhuriyet Savcıları ile İdare Hakimleri Kura Töreni vesilesiyle katılımcıları ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, törenin hayırlara vesile olmasını diledi.
Hakim ve savcıların güçlü bir adaylık sürecini başarıyla tamamladıklarını belirten Erdoğan, kadınların başarılarıyla ön planda olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bin 102 isimli adli hakim, Cumhuriyet savcısı ve idari hakimleri tebrik eden Erdoğan, görevlerinde başarılar diledi. Erdoğan, Türkiye genelinde 15 bin 412’si Cumhuriyet savcısı, 7 bin 409’u hakim olmak üzere toplam 22 bin 821 hakim ve savcının görev yaptığını açıkladı.
Bugünkü atamayla bu sayının 23 bin 923’e yükseleceğini kaydeden Erdoğan, başta şehit Mehmet Selim Kiraz olmak üzere adaletin tecellisi için çalışırken şehit olan veya şehit olan yargı mensuplarına rahmet diledi.
Erdoğan, Türkiye’nin dört bir yanında özveriyle hizmet veren tüm adalet teşkilatı mensuplarına vatanı ve milleti adına teşekkürlerini iletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adalet hizmetlerinin hızlı ve etkin bir şekilde yerine getirilmesi için omuz omuza çalıştık. Milletimizin nazarında adliyenin adalet kapısı olması için hep birlikte çalıştık. Yaptığımız her değişiklikle ülkemizde demokrasi ve hukuk standartlarını yükselttik. Göreve geldiğimizde ülkemizi 4 ana direk üzerine kuracağımızın sözünü vermiştik. Kalksak saatler alacak reformları, projeleri hayata geçirdik.”
Adalet teşkilatında önemli bir gelişme yaşandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adalet teşkilatımızın eski günlerini bilenler, Türkiye’nin nereden nereye geldiğini bilirler.
“2002’de 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayısını 2 buçuk kat artırarak yaklaşık 24 bine çıkardık”
21 yılda adalet kapsamında yapılan düzenlemelerle ilgili bilgi paylaşan Erdoğan, “2002’de 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayısını 2 buçuk kat artırarak yaklaşık 24 bine çıkardık. Adalet teşkilatımızın toplam çalışan sayısı 61 binden 190 bine çıktı. Merdiven altı mahzenleri andıran yerlerde adaletin sunulduğu şer görüntüsüne son verdik. Yargıda yüzde 95 oranında artırdık. İdari yargıda yüzde 45 oranında onun adını taşıyor” dedi.
Bölge idare mahkemelerini hataları en aza indirecek ve istinaf mahkemelerindeki tıkanıklığı önleyecek şekilde faaliyete geçirdiklerini hatırlatan Erdoğan, “İstinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte Yargıtay ve Hukuk Ceza Dairelerinin iş yükü yaklaşık yüzde 68 azaldı. Yargı süreçlerini hem kolaylaştırdık hem de hızlandırdık. UYAP bünyesinde ses ve görüntülü bilgi sistemi SEGBİS’i kurduk.”
Elektronik yargılama sistemini hukuk yargılamasına getirdiklerini ifade eden Erdoğan, vatandaşlara Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru imkânı sağladıklarını ve askeri suçların sivil mahkemelerde yargılanabilmesini sağladıklarını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaşlarımızın asılsız ihbar ve şikayetlerle yargılanmamaları için lekelenmeme haklarını güçlendirdik. Yargı reformu stratejisi, barınma insan hakları eylem planı ile yargıda uzmanlaşmayı sağladık. Vergi suçları, bilişim, mali hatalar ve sendikal uyuşmazlıklar, kamulaştırma davaları gibi birçok alanda yeni ihtisas mahkemeleri kurduk. Yargı sürecinin uzlaşma yöntemleriyle 7 günden kısa sürede sonuçlanmasını sağladık. 7 günden kısa sürede mahkeme süreci teslim ediliyor, bunu sağladık” dedi.
“Hakim ve savcılarımızın özlük haklarında önemli iyileştirmeler yaptık”
Yargıda hedef süre uygulamasıyla öngörülebilirliği artırdıklarını ve yargılamanın uzamasına yol açan durumları en aza indirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Adalet teşkilatımızın mali ve özlük haklarıyla ilgili beklentilerini karşıladık. İcra memurlarının yıpranmasından, icra memurlarımızın genel idareye alınmasına kadar birçok konuda çözüm bulduk. Görevini fazla mesai yapmadan yürüten adalet çalışanına görev başında olma imkanı sunduk. Talepler doğrultusunda farklı dönemlerde hakim ve savcılarımızın özlük haklarında önemli iyileştirmeler yaptık. Bu dönemden itibaren fiilen bu yaygınlaştırmayı uygulamaya başlayacağız.”
Bu adımların farklı alanlarda yansımalarının görüldüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adalet hizmetlerinden memnuniyet oranlarının 2002 yılına göre artışını 21 yıllık emeğimizin boşa gitmediğinin bir kanıtı olarak görüyoruz. 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketinde adalet teşkilatımız hızlı bir şekilde örgütlendi. Vatandaşlarımızın mağdur olmaması ve haklarının kaybolmaması için mevzuat çalışmaları yapıldı. Depremde hayatını kaybeden 231 adliye çalışanımıza rahmet, yurdum yurdum. adalet camiamıza saygılar. Yapılanlar elbette değerli ama bizim gözümüzde yeterli değil. Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasının önündeki en büyük engel, darbe ürünü olan mevcut anayasadır. Açıkçası Cumhuriyetimizin 100. yılını bir darbe anayasasıyla sindiremeyiz.”
Milletimize verdiğimiz ve tuttuğumuz tüm sözler gibi bu idealimizi de gerçekleştireceğimize yürekten inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2002 yılından bu yana yargı alanında gösterdiğimiz güçlü çabayı sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasa ile taçlandırmak istiyoruz” dedi. 17-25 Aralık girişiminde, ardından 15 Temmuz ihanetinde acı gerçeğe tanık olduk. 17-25 Aralık girişiminin amacı, yargı güvenliği darbesiyle legal hükümeti devirmekti. Bu amaçla yargı ve emniyet birimlerimize sızdıkları militanları serbest bıraktılar. Seçim döneminde bizzat itiraf ettikleri kasetlerle devletimizin en hassas kurumlarını hedef aldılar.
17-25 Aralık girişiminin yargı ve emniyet birimlerine verdiği zararın, 15 Temmuz ihanetinin orduya verdiği zararla aynı olduğunu belirten Erdoğan, “2 müdafiimi şehit ettiler. Bizi yakalasalardı bizi de öldürürlerdi. Rabbim fırsat vermedi. Bizi yakalamadı. Bizi Yeşilköy Havalimanı’nda 10 bin kişi karşıladı. Rabbim izin vermeyince karar değişmez. Her iki menfur olayda da milletimizin güzide kurumları yıpranmış, yaralanmış ve önemli travmalar yaşanmıştır. Adalet teşkilatımızın toparlanması biraz zaman aldı. 7. yılını geride bıraktığımız geçtiğimiz hafta, 15 Temmuz toparlanma sürecinde bir dönüm noktası oldu. Yargı camiamız, darbe girişiminin ilk anlarından itibaren hızla görevini üstlenerek milletimize karşı sorumluluğunu yerine getirdi.”
“Su uyur ama FETÖ benzeri terör örgütleri uyumaz”
Yargının darbecilerin ve FETÖ’cülerin hak ettikleri cezaları almaları için üzerine düşen görevi yapmaya çalıştığını ifade eden Erdoğan, “Zaman zaman içeriden çeşitli sabotajlara maruz kalsa da FETÖ davaları genel olarak başarılı bir şekilde yürütülmüştür. Buradaki duruşumuz çok nettir. Müslüman aynı deliğe iki kez ısırılmaz. Su uyur ama FETÖ benzeri terör örgütleri son kez uyumaz. Son ana kadar ne bizim ne de devletimizin imanı olacaktır.” Türkiye’de yaptıkları hataların bedelini ödüyorlar. Geride bıraktığımız seçimlerde acizlik gördüklerinde neler yapabildiklerini hep birlikte şahit olduk. 17-25 Aralık kalkışmaları ve 15 Temmuz ihaneti gibi acıları bir daha milletimize yaşatmamaya kararlıyız.”
“Adaletin ölçüsü sosyal medyadaki tepkiler değil, hukuk, düzen, toplumsal vicdandır”
FETÖ ile mücadelenin artarak devam edeceğinin altını çizen Erdoğan, “Görev yerlerinizde ve meslek yaşamınızda bu konuda gerekli hassasiyeti özellikle göstermenizi bekliyorum. Milletimizin akıl ve gönül âleminde her meslektaşının mahareti, ahlâkı o kadar terazide tartılır ve o kadar değer verilir. Ancak o kadar çok meslek var ki bu meslekler hem kamu sistemini hem de toplumsal barışı doğrudan etkilemez. Toplumdaki öfke, devletin işleyişinde önemli aksamalara neden olur. Yaşanacak sıkıntılar. burada dalga dalga yayılır.Toplumsal barışı dinamitlemekle kalmaz.Devletin varlığının sorgulanmasına yol açar.Bu meslekleri alanların mesleği vicdan ve çıkarlarıdır.Hizmetleri milletin birlik,huzur ve mutluluğunadır.Amaçları hakkın ve hakikatin zedelenmesini önlemektir.İşte bizi insan ve medeniyetimizi pahalı ve ayrıcalıklı yapan asıl vasıflar.
Türk milletinin adına karar verecek kadar şanlı bir makamın terazisini tartıyorsunuz. Bunu asla unutma. Hakim ve savcının makul bir süre içinde vereceği adil ve hakkaniyete uygun kararlardır. Adalet hizmetlerinde yapılan hataların bedeli sadece dünyada değil ahirette de çok ağır olacaktır. Görevinizi yerine getirirken, ne pahasına olursa olsun hukukun üstünlüğüne ve masumiyet karinesine bağlı kalmaktan kaçının. Sadece aklın, ahlakın, vicdanın değil; Devlet ve millet adına kurumunuza sahip çıkmanızı bekliyorum. İrtibat araçlarının hayatımızda giderek daha önemli hale geldiği günümüz dünyasında, önlük giyen ve sosyal medyada rant yapanlar asla referansımız olamaz. Adaletin ölçüsü sosyal medyadaki tepkiler değil, hukuk, düzen, ortak vicdandır. Daha ileri gitmek yasadır. Hukuk, hukukun çok ötesine geçer. O hakkı savunuyor.” – ANKARA